+9 0242 883 12 83
Burdayız
Adrasan, Sahil caddesi No:216, 07370 Kumluca/Antalya
Çalışma Saatlerimiz
09:00-24:00
PHASELIS

Tekirova sınırları içerisinde olan ve Tekirova merkeze 2 km dir. Antik Lidya Pampfilya sınırı üzerindeki üç limanlı kent, efsaneye göre M.Ö 690 yılında Argos`lu kolonistler tarafından kurulmuştur. İki yüz yıl kadar Pers yönetiminde kalan Phaselis,M.Ö 334`te tüm Likya ile birlikte Büyük İskender`in eline geçmiştir. Büyük İskender`in hayran kaldığı Phaselis`te bir kış mevsimini geçirdiği bilinir. Suriye ve Yunanistan deniz ticareti yolu üzerindeki hakim konumu nedeni ile özellikle Roma İmparatorluğu zamanında parlak günler yaşayan kent, M.S 29`da İmparator Hadrian tarafından ziyaret edilmiştir. şu andaki kalıntıların çoğu Roma ve Bizans dönemine aittir.

YANARTAŞ

Çıralı girişindeki köprüden sonra portakal bahçeleri arasından geçen yoldan yaklaşık 3,5 km sonra bölge halkı tarafından “Yanartaş” olarak adlandırılan Chimera ören yerine ulaşılır. Bir Lykya kenti olan Chimera’da, antikçağlardan bu yana hiç sönmeden yanan ateş, bir doğal gaz kaynağının çatlaklardan yeryüzüne çıkmasıyla oluşuyor. Eskiden daha güçlü olan ateş, zamanla küçük ama çok sayıda aleve dönüşmüş. Gündüz saatlerinde belli belirsiz olan alevleri akşam saatlerinde izlemek daha etkileyici olmaktadır. Ören yeri girişinden yaklaşık 20 dakikalık yürüyüşten sonra bu yanar taşların olduğu tepeye ulaşılmaktadır.

ÇIRALI

Olympos Antik Kenti sahilinden 300 m doğuya yürüyerek, ya da Antalya-Kaş karayolu üzerindeki Çıralı yol ayrımından 11 km sonradır. Caretta’ların yumurta bıraktığı muhteşem kumsalı, bölgenin eşsiz sahillerinden biridir. Pek çok endemik bitkinin yaşadığı sahil kumulları ve bölge doğal sit alanıdır. Yanartaş tepede kayalıkların üstündeki deliklerden çıkan ve sürekli yanan metan gazı alevleridir. Binlerce yıldır sönmeyen dağdaki bu ateşler antik çağda mitolojide kendi efsanelerini de yaratmıştır. Antik çağda Yanartaş Bölgesi önemli bir Hephaistos (Demirciler, Ateşler Tanrısı) kültür merkezi olmuştur.

OLYMPOS ANTİK KENTİ

Antik Likya’nın en önemli liman kentlerinden olan Olympos, tarih boyunca mitolojiyeye konu olmuştur. Konumunun elverişliliği nedeniyle korsanların barınağı olan Olympos, bugün sahip olduğu tarihsel değerleri, 3200 m’lik muhteşem sahili, endemik bitkileri, Caretta caretta’ları Khimaira’sı, tüm sportif etkinliklere olanak veren muhteşem doğası ve meşhur ağaç evleri ile tüm dünyaca bilinmektedir. Tamamı arkeolojik ve doğal sit alanı olarak koruma altındadır.

SAZAK KOYU

Adrasan ve Olympos arasında yer alan bu harika koy medeniyetten uzaklaşıp, doğanın kalbinde kafa dinlemek isteyenler için birebir. Koyun adını nereden aldığı bilinmiyor. Beydağları Sahil Milli Parkı’nın batı kısmında, sırtını Musa Dağı’na dayayan, her iki yanı dik kayalıklarla kaplı olan koyun geniş kumsalı ormanın içerisine doğru ilerliyor. Denizin girişi küçük çakıl taşlı fakat daha sonra kum başlıyor. Hemen derinleşmeyen, oldukça berrak, durgun ve masmavi denizi insanı büyülüyor.

SULU ADA

Sulu Ada, Adrasan‘ın çevresindeki adalardan biridir. Adrasan’a uzaklığı 5 – 6 mil kadardır. Antalya bölgesinde müthiş bir güzelliğe sahip olmanın yanında en temiz koylara sahip olan Sulu ada’nın ölmeden önce görmeniz gereken bir yer olduğuna şüphemiz yok. Saat 17:00’ye kadar bize özel olan teknede yorgunluğunuzu atıp kendinizi mavinin derinliklerine bırakıyorsunuz. Gezimizi tamamladıktan sonra otelimize dönüyoruz. Akşam yemeği otelimizde.

KORSAN KOYU

Antalya’nın saklı cennetlerinden bir tanesidir korsan koyu. kim bilir ne medeniyetler ne yaşanmışlıklar görmüştür de sessiz sessiz oturur kızıl çamların arasındaevet yıllardır trekking severlerin kampçıların günübirlik piknikçilerin vazgeçilmez yeridir korsan koyu.

rivayet odur ki zamanında gelidonya burnunda yani fenerin olduğu burunda, kuvvetli ters akıntılar olduğu için bu akıntılara kapılıp neye uğradığını şaşıran denizciler istemsiz olarak doğal koy görevi gören korsan koyuna gelir zamanın kapkaç üçkağıtçı düzenbaz adamların eline düşerlermiş gelidonya burnunda da çok gemi batığı bulunduğu için rivayetin doğru olma olasılığı çok yüksek

CENEVİZ KOYU

Ceneviz Koyu Adrasan ile Olimpos arasında bulunan koyların en güzellerinden biridir. Karadan ulaşımı yoktur. Üzerinde yerleşim olmayan bakir bir koy olarak anlatılsa da üzerinde gecekondulaşma olan bir koydur. Beydağları Sahil Milli Parkı sınırları içinde ve birinci derece doğal sit alanı olması burayı korumaya yetmemiştir. Turkuaz rengi suları ile çok güzel bir sahile sahiptir. Tekneler bu koyda da müşterilerini sahile çıkarmaktadır. Yine yüzmeye doyulmayacak koylardan biridir. Adrasan’dan günübirlik tekne turları ve özel teknelerle denizden ulaşılmaktadır.

Musa dağının eteklerinde açık denize bakan Ceneviz Koyu Porto Ceneviz Koyu olarak da anılmaktadır. Bu ismin yamacında bulunan kale kalıntısından geldiği söylenmektedir. Cenevizlilerin 11. ve 15. yüzyıllarda Akdeniz, Karadeniz, Atlantik Okyanusu ve Kuzey Avrupa’da ticaret kolonileri kurup kıyılarda kaleler inşa ettikleri veya eski kale kalıntılarını onarıp kullandıkları bilinmektedir.